YKS Türkçe Sözcükte Anlam Konu Anlatımı ve Soru Çözümü
YKS Türkçe Sözcükte Anlam Konu Anlatımı ve Soru Çözümü PDF
YKS Türkçe ünitesinin ilk konusu olan Sözcükte Anlam konusunun konu anlatımı ve örnek soru çözümü bu içerikte yer almaktadır. YKS Türkçe Sözcükte Anlam konu anlatımı ve örnek soru çözümlerinin bu içeriğin pdf’si de içeriğin sonuna eklenmiştir. PDF’nin çıktısını alıp kullanabilirsiniz. Konu ile ilgili soru, görüş ve önerilerinizi de yorum bölümüne yazmayı unutmayın.
Sözcük Anlam: Bir kelimenin ifade ettiği temel ve yan anlamların tümüdür. YKS’de bu konu TYT Türkçe bölümünde karşımıza çıkar ve çoktan seçmeli sorularda yer alır.
İçindekiler
Çok Anlamlılık
Tanım: Bir kelimenin birden fazla anlamı olmasıdır. Bu anlamlar arasında anlam ilişkisi vardır ve kelime, farklı anlamlarda kullanıldığında farklı çağrışımlar yapar.
Çok Anlamlılık Türleri:
- Gerçek Anlam: Kelimenin sözlükteki anlamıdır.
- Mecaz Anlam: Kelimenin gerçek anlamı dışında, çağrışım yoluyla kazandığı anlamdır.
Çok Anlamlılığın Oluşma Nedenleri:
- Kelimenin tarihsel değişimi: Kelimenin anlamı zamanla değişebilir ve yeni anlamlar kazanabilir.
- Mecaz Anlam: Kelimenin gerçek anlamı dışında, benzetme, abartma, mecaz gibi söz sanatları ile yeni anlamlar kazanabilir.
- Çok kullanımlı kelimeler: Sıkça kullanılan kelimeler zamanla farklı anlamlar kazanabilir.
Çok Anlamlılığın Faydaları:
- Dili zenginleştirir.
- İfadeye derinlik katar.
- Anlatımı daha etkili hale getirir.
Çok Anlamlılığın Zararları:
- Anlam kargaşasına yol açabilir.
- Yanlış anlamalara sebep olabilir.
Çok Anlamlılık ile İlgili Örnekler:
- Kol: Vücudun bir uzvu, bir şeyin uzantısı, bir giysi parçası.
- Baş: Vücudun en üst kısmı, bir şeyin en önemli kısmı, bir lider.
- Yüz: İnsanın yüzü, bir şeyin ön yüzü, bir sayının değeri.
1) Gerçek Anlam:
Gerçek anlam, bir kelimenin sözlükte yer alan ilk ve temel anlamıdır. Düşüncemize ilk gelen anlamdır. Cümlede kelimenin somut ve nesnel karşılığıdır.
İşte bazı örnekler:
- Kol: Vücudumuzun omzundan bileğe kadar uzanan, el ile bilekten birleşen bölümü.
- Kitap: Yazılı veya basılı bilgi içeren sayfaların bir araya getirilmesiyle oluşturulan eser.
- Masa: Üzerinde yemek yenilen, yazı yazılan veya çeşitli işler yapılan, genellikle dört ayaklı mobilya.
- Sandalye: Oturmak için kullanılan, bir ayaklı veya dört ayaklı mobilya.
- Elma: Kırmızı, yeşil veya sarı renkte olabilen, tatlı bir meyve.
- Su: H2O formülüne sahip, renksiz, kokusuz ve tatsız bir sıvı.
- Köpek: Havlayan, dört ayaklı, evcil bir hayvan.
- Güneş: Dünya’ya ışık ve ısı veren, yıldız.
- Ağaç: Gövdesi ve dalları olan, odunsu bir bitki.
- Ev: İnsanların yaşadığı, genellikle bir veya birden fazla katlı bina.
2) Yan Anlam (Yakıştırmaca):
- Bir kelimenin gerçek anlamına yakın, çağrışım yoluyla kazandığı anlamdır.
- Kelimenin gerçek anlamında bir değişiklik olmadan, ona yeni bir özellik yükler.
Örnek:
- Kol: Bir kurumda çalışan kişi. (“Şirketimizde yüzlerce kol çalışıyor.”)
- Kitap: Bilgi kaynağı. (“O, benim için bir kitap gibiydi.”)
3) Mecaz Anlam (Değişmece):
- Bir kelimenin gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak, benzetme, abartma, istiare gibi söz sanatları ile kazandığı anlamdır.
- Kelimenin anlamında bir değişme ve farklı bir çağrışım oluşur.
Örnek:
- Kol: Bir nehrin kolları. (“Dicle ve Fırat nehirleri, birçok kola ayrılır.”)
- Kitap: Hayat. (“Hayat bir kitaptır, her gün yeni bir sayfa açılır.”)
4) Terim Anlam:
- Bir bilim dalında veya meslekte özel olarak kullanılan anlamdır.
- Kelimenin günlük dildeki anlamından farklıdır.
Örnek:
- Kol: Fizikte, kuvvetin bir cisim üzerinde yaptığı dönme etkisine verilen ad. (“Bu kolda çok fazla kuvvet var.”)
- Kitap: Tıpta, hastalığın belirtilerini ve tedavisini anlatan kitap. (“Doktor, hastasına bir kitap verdi.”)
5) Yansıma Sözcükler:
Yansıma sözcükler, ses veya biçim bakımından başka bir kelimeyi anımsatan kelimelerdir. Anlam bakımından bir bağlantı olmadan sadece ses veya biçim benzerliği vardır.
Örnekler:
- Şıp (Bir şeyin yere düşme sesi)
- Çat (Bir şeyin kırılma sesi)
- Mırıldanmak (Alçak sesle konuşmak)
- Fısıltı (Alçak ses)
- Pıtırcık (Küçük ve yuvarlak şey)
- Zıp zıp (Zıplama sesi)
- Vız vız (Arıların sesini taklit eden kelime)
- Hav hav (Köpeklerin sesini taklit eden kelime)
- Miyav miyav (Kedilerin sesini taklit eden kelime)
6) Dolaylama:
Dolaylama, bir şeyin adını doğrudan söylemek yerine, onu anlatan bir benzetme veya deyim kullanmaktır. Bu benzetme veya deyim, genellikle şeyin bir özelliğini veya işlevini anlatır.
Dolaylama Çeşitleri:
- Benzetme: Bir şeyin başka bir şeye benzetilmesi yoluyla dolaylı olarak anlatılmasıdır.
Örnek:
-
Gözleri birer yıldız gibi parlıyordu. (Gözler yıldızlara benzetiliyor.)
-
Kalbi bir taş gibi sertti. (Kalp taşa benzetiliyor.)
-
Mecaz: Bir kelimenin gerçek anlamından uzaklaşarak, benzetme, abartma, istiare gibi söz sanatları ile yeni bir anlam kazanmasıdır.
Örnek:
-
Güneş doğdu. (Güneşin gerçekten doğması değil, ufuktan yükselmesi kastedilmektedir.)
-
Dağlar kar altında boğuldu. (Dağların gerçekten boğulması değil, karla kaplanması kastedilmektedir.)
-
Deyim: Anlamı zamanla yerleşmiş, birden fazla kelimeden oluşan ve gerçek anlamından farklı bir anlam kazanan söz öbekleridir.
Örnek:
- Ayağını kaydırmak: Birinin başarısız olmasına neden olmak.
- Gözünü açmak: Birinin gerçeği görmesini sağlamak.
7) Güzel Adlandırma:
Güzel adlandırma, hoş olmayan bir şeyin adını, daha güzel ve kibar bir şekilde ifade etme sanatıdır. Bu, genellikle çirkin, kaba veya uğursuz sayılan şeyleri daha nazik ve kabul edilebilir hale getirmek için kullanılır.
Güzel Adlandırma Teknikleri:
- Benzetme: Çirkin bir şeyin, güzel bir şeye benzetilmesi.
Örnek:
-
Ölüm: Ebedi uyku, sonsuzluk
-
Yaşlılık: Olgunluk, bilgelik
-
Mecaz: Gerçek anlamdan uzaklaşarak, yeni bir anlam kazandırma.
Örnek:
-
Kör: Görme engelli
-
Sağır: İşitme engelli
-
Deyim: Anlamı zamanla yerleşmiş, birden fazla kelimeden oluşan ve gerçek anlamından farklı bir anlam kazanan söz öbekleri.
Örnek:
- Ayağını kaydırmak: Birinin başarısız olmasına neden olmak.
- Gözünü açmak: Birinin gerçeği görmesini sağlamak.
8) Somut Anlam:
Somut anlam, elle tutulabilen, gözle görülebilen ve duyularla algılanabilen varlıkları ifade eden anlamdır. Bu varlıklar somut ve nesneldir.
Somut Anlam Örnekleri:
- Ağaç: Gövdesi ve dalları olan, odunsu bir bitki.
- Kitap: Yazılı veya basılı bilgi içeren sayfaların bir araya getirilmesiyle oluşturulan eser.
- Masa: Üzerinde yemek yenilen, yazı yazılan veya çeşitli işler yapılan, genellikle dört ayaklı mobilya.
- Sandalye: Oturmak için kullanılan, bir ayaklı veya dört ayaklı mobilya.
- Elma: Kırmızı, yeşil veya sarı renkte olabilen, tatlı bir meyve.
- Su: H2O formülüne sahip, renksiz, kokusuz ve tatsız bir sıvı.
- Köpek: Havlayan, dört ayaklı, evcil bir hayvan.
- Güneş: Dünya’ya ışık ve ısı veren, yıldız.
- Ev: İnsanların yaşadığı, genellikle bir veya birden fazla katlı bina.
Somutlama:
Somutlama, soyut bir kavramı somut bir varlığa dönüştürme işlemidir. Bu işlem, soyut kavramları daha anlaşılır ve somut hale getirmek için kullanılır.
Somutlama Teknikleri:
- Benzetme: Soyut bir kavramın, somut bir varlığa benzetilmesi.
Örnek:
-
Zaman: Akıp giden bir nehir olarak somutlaştırılabilir.
-
Ölüm: Kara bir gölge olarak somutlaştırılabilir.
-
Kişileştirme: Soyut bir kavrama, insan özelliklerinin ve duygularının verilmesi.
Örnek:
-
Adalet: Gözü bağlı bir kadın olarak somutlaştırılabilir.
-
Aşk: Kalp şeklinde bir sembol olarak somutlaştırılabilir.
-
Metafor: Soyut bir kavramın, somut bir varlık ile özdeşleştirilmesi.
Örnek:
- Hayat: Bir yolculuk olarak somutlaştırılabilir.
- Dünya: Bir sahne olarak somutlaştırılabilir.
9) Soyut Anlam:
Soyut anlam, elle tutulamayan, gözle görülemeyen ve duyularla algılanamayan varlıkları ifade eden anlamdır. Bu varlıklar soyut ve zihinseldir.
Soyut Anlam Örnekleri:
- Sevgi: Bir insana karşı duyulan derin bağlılık ve şefkat duygusu.
- Adalet: Hak ve özgürlüklerin gözetilmesi.
- Güzellik: Görsel veya işitsel olarak hoşluk veren şey.
- Zaman: Geçmişten geleceğe doğru akan bir kavram.
- Özgürlük: Kendi irademizle hareket etme yeteneği.
- Düşünce: Zihnimizde oluşan fikirler ve kavramlar.
- Hayal: Gerçekte olmayan şeyleri zihnimizde canlandırma.
- Umut: Geleceğe dair iyimserlik duygusu.
- Barış: Savaş ve çatışmaların olmayışı.
Soyutlama:
Soyutlama, somut bir varlıktan soyut bir kavram oluşturma işlemidir. Bu işlem, somut varlıklardan genel ve soyut fikirler çıkarmak için kullanılır.
Soyutlama Teknikleri:
- Tanımlama: Bir kavramın özelliklerini ve sınırlarını belirleme.
Örnek:
-
Sevgi: Bir insana karşı duyulan derin bağlılık ve şefkat duygusu olarak tanımlanabilir.
-
Adalet: Hak ve özgürlüklerin gözetilmesi olarak tanımlanabilir.
-
Sınıflandırma: Kavramları ortak özelliklerine göre gruplara ayırma.
Örnek:
-
Duygular: Sevgi, öfke, korku, sevinç gibi alt kategorilere ayrılabilir.
-
Renkler: Temel renkler ve ara renkler gibi alt kategorilere ayrılabilir.
-
Genelleme: Somut varlıklardan genel ve soyut fikirler çıkarma.
Örnek:
- “At ölür, meydan kalır.” atasözü, her şeyin gelip geçici olduğu fikrini genelleştirir.
- “Bir dirhem et bin ayıp örter.” atasözü, maddi imkanların önemini genelleştirir.
9) AD AKTARMASI (MECAZ-I MÜRSEL)
Ad aktarması, mecaz-ı mürsel olarak da bilinen bir söz sanatıdır. Bu sanat, bir kelimenin gerçek anlamından farklı bir anlam kazanarak, başka bir kelimenin yerine kullanılmasıdır. Ad aktarmasında, kelimeler anlamca yakınlık, zıtlık, sebep-sonuç ilişkisi gibi bağlamlara dayanarak aktarılır.
Ad Aktarma Çeşitleri:
- Bütünden Parçaya: Bir bütünün adının, o bütünün bir parçasını ifade etmek için kullanılması.
Örnek:
-
Sınıf (bütün) yerine tahta (parça) kullanımı: “Öğretmen sınıfa girdi ve tahtaya yazmaya başladı.”
-
Kitap (bütün) yerine sayfa (parça) kullanımı: “Bu kitap çok güzel, sayfalarını çevirmekten keyif alıyorum.”
-
Parçadan Bütüne: Bir parçanın adının, o parçanın ait olduğu bütünün adını ifade etmek için kullanılması.
Örnek:
-
Yelken (parça) yerine gemi (bütün) kullanımı: “Uzaktan yelkenler göründü.”
-
Tekerlek (parça) yerine araba (bütün) kullanımı: “Tekerlekler yolda hızla dönüyordu.”
-
Kapsayandan Kapsanana: Bir kapsayanın adının, o kapsayanın içinde bulunan şeyi ifade etmek için kullanılması.
Örnek:
-
Ev (kapsayan) yerine aile (kapsanan) kullanımı: “Bu ev çok mutlu bir aileye ait.”
-
Bardak (kapsayan) yerine su (kapsanan) kullanımı: “Bardaktan su içtim.”
-
Kapsanandan Kapsayana: Bir kapsananın adının, o kapsananı içeren şeyi ifade etmek için kullanılması.
Örnek:
-
Buğday (kapsanan) yerine tarla (kapsayan) kullanımı: “Buğday tarlaları altın sarısı rengindeydi.”
-
Süt (kapsanan) yerine inek (kapsayan) kullanımı: “Her gün taze süt alıyoruz.”
-
Somuttan Soyuta: Somut bir şeyin adının, soyut bir kavramı ifade etmek için kullanılması.
Örnek:
-
Yel (somut) yerine hız (soyut) kullanımı: “Rüzgar gemiyi hızla ilerletiyordu.”
-
Gölge (somut) yerine karanlık (soyut) kullanımı: “Gölge her yeri kaplamıştı.”
-
Soyuttan Somuta: Soyut bir kavramın adının, somut bir şeyi ifade etmek için kullanılması.
Örnek:
- Adalet (soyut) yerine mahkeme (somut) kullanımı: “Adalete sığındı.”
- Sevgi (soyut) yerine hediye (somut) kullanımı: “Sevgisini bir hediye ile gösterdi.”
Ad Aktarma Örnekleri:
- Ağız (organ) yerine konuşma (işlev): “Ağzını bozma.”
- Kalem (alet) yerine yazı (ürün): “Güzel bir kalemle yazdı.”
- Göz (organ) yerine bakış (işlev): “Gözlerinde sevgi vardı.”
- El (organ) yerine yardım (işlev): “Elini uzattı.”
- Dil (organ) yerine söz (ürün): “Dilleri keskindi.”
10) GENEL – ÖZEL ANLAM
Genel anlam: Aynı türden varlıkları topluca karşılayan sözcüklerdir.
Özel anlam: Tek tek varlıkları karşılayan sözcüklerdir.
Örnek:
- Genel: Hayvan
- Özel: Kedi, köpek, at, fil, kuş
Genel ve özel anlam arasındaki farkları şu şekilde özetleyebiliriz:
- Genel anlamlı sözcükler daha geniş bir kapsamı ifade eder.
- Özel anlamlı sözcükler ise daha dar bir kapsamı ifade eder.
- Genel anlamlı sözcükler, özel anlamlı sözcükleri kapsayabilir.
Genel ve özel anlamın birbiriyle ilişkisi:
- Bir sözcüğün genel veya özel anlamlı olması, diğer sözcüklerle karşılaştırılmasına bağlıdır.
- Bir sözcük, bir bağlamda genel anlamlı iken, başka bir bağlamda özel anlamlı olabilir.
Örnek:
- Genel: Araç
- Özel: Otomobil, kamyon, bisiklet
“Araç” sözcüğü genel anlamlı bir sözcüktür. “Otomobil”, “kamyon” ve “bisiklet” ise özel anlamlı sözcüklerdir.
Aşağıdaki örnekte ise “meyve” sözcüğü genel anlamlı, “elma” ise özel anlamlıdır:
- Bahçede birçok meyve ağacı var. En çok elma ağaçları dikkat çekiyor.
Genel ve özel anlamın kullanım alanları:
- Genel anlamlı sözcükler, daha genel bir şekilde konuşmak veya yazmak istediğimizde kullanılır.
- Özel anlamlı sözcükler ise daha net ve belirgin bir şekilde ifade yapmak istediğimizde kullanılır.
Örnek:
- Hayvanları seviyorum. (Genel anlam)
- Kedileri seviyorum. (Özel anlam)
11) NİTEL ANLAM – NİCEL ANLAM:
Nitelik Anlam: Varlıkların veya eylemlerin “niteliklerini/özelliklerini” bildiren sözcüklerdir.
Nicel Anlam: Varlıkların veya eylemlerin “miktarını/sayısal değerini” bildiren (sayılabilen, ölçülebilen) sözcüklerdir.
Örnek:
Nitelik Anlam:
- Beyaz mendilini çıkarıp alnının terini sildi. (Beyaz, nitel bir sıfattır.)
- Güzel günler sizin olacak. (Güzel, nitel bir sıfattır.)
Nicel Anlam:
- Üç çocuk yanıma geldi. (Üç, nicel bir sayıdır.)
- Yüksek bir binaydı. (Yüksek, nicel bir sıfattır.)
Nitelik ve nicel anlam arasındaki farkları şu şekilde özetleyebiliriz:
- Nitelik anlamlı sözcükler, soyut kavramları ifade eder.
- Nicel anlamlı sözcükler ise somut kavramları ifade eder.
- Nitelik anlamlı sözcükler duyularla algılanabilir.
- Nicel anlamlı sözcükler ise sayılabilir veya ölçülebilir.
Nitelik ve nicel anlamın birbiriyle ilişkisi:
- Bir varlığın niteliği nicel bir şekilde de ifade edilebilir.
Örnek:
- Sıcak bir gün. (Nitelik Anlam)
- 30 derece sıcaklık. (Nicel Anlam)
12) İKİLEME: (Tekrar/Yineleme Grubu)
İkileme: Anlatımı pekiştirmek veya estetik bir etki yaratmak için kelimenin, tamlamanın veya fiilin tekrarlanmasıyla oluşan bir söz sanatıdır. İkilemelerde tekrarlanan kelimeler arasında noktalama işareti konmaz.
İkileme Çeşitleri:
- Tam kelime tekrarı:
- Ağır ağır yokuş yukarı yürümeye başladı.
- Göz göze geldiler.
- Eş anlamlı kelime tekrarı:
- Hızlı hızlı koşmaya başladı.
- Akşam akşam sokaklarda dolaşmayı seviyordu.
- Zıt anlamlı kelime tekrarı:
- Aşağı yukarı bakındı.
- Gelir gelmez gitti.
- Fiil tekrarı:
- Düşündü düşündü bir çözüm bulamadı.
- Ağladı ağladı sonunda sakinleşti.
- Tamlama tekrarı:
- El ele tutuşup yürüdüler.
- Göz göze geldiler ve birbirlerini tanıdılar.
- Söz öbeği tekrarı:
- Her şeye rağmen pes etmedi.
- Sonunda sonunda başardı.
İkileme Örnekleri:
- Ağır ağır yokuş yukarı yürümeye başladı.
- Göz göze geldiler.
- Hızlı hızlı koşmaya başladı.
- Akşam akşam sokaklarda dolaşmayı seviyordu.
- Aşağı yukarı bakındı.
- Gelir gelmez gitti.
- Düşündü düşündü bir çözüm bulamadı.
- Ağladı ağladı sonunda sakinleşti.
- El ele tutuşup yürüdüler.
- Göz göze geldiler ve birbirlerini tanıdılar.
- Her şeye rağmen pes etmedi.
- Sonunda sonunda başardı.
13) DEYİM
Deyim: Birden fazla kelimenin bir araya gelerek, gerçek anlamlarından farklı bir anlam kazanmasıyla oluşan kalıplaşmış söz öbekleridir. Deyimler, atasözlerinden farklı olarak, bir öğüt veya ders verme amacı gütmezler. Deyimler, dili daha zengin ve etkileyici hale getirmek için kullanılır.
Deyimlerin Özellikleri:
- Deyimler, kalıplaşmış söz öbekleridir.
- Deyimlerde kelimelerin yerleri değiştirilemez.
- Deyimler, gerçek anlamlarından farklı bir anlam kazanırlar.
- Deyimler, dili daha zengin ve etkileyici hale getirir.
Deyimlerin Oluşumu:
Deyimler, çeşitli yollarla oluşabilir:
- Mecaz yoluyla: Gerçek anlamlarından farklı bir anlam kazanarak deyimleşen söz öbekleri.
- Benzetme yoluyla: Bir şeyi başka bir şeye benzeterek deyimleşen söz öbekleri.
- Abartma yoluyla: Gerçekten daha büyük veya daha küçük göstererek deyimleşen söz öbekleri.
- ** Atasözlerinden türeyerek:** Atasözlerinin zamanla deyimleşmesi.
Deyimlerin Önemi:
Deyimler, dili daha zengin ve etkileyici hale getirir. Deyimler, düşünceleri ve duyguları daha açık ve net bir şekilde ifade etmemizi sağlar. Deyimler, sohbetlere renk katar ve daha ilgi çekici hale getirir.
Deyim Örnekleri:
- Ayağı yere basmak: Gerçekçi olmak.
- Aklı fikri olmak: Bir şeye çok önem vermek.
- Atasözü: Deneyimlerden ve gözlemlerden yola çıkarak söylenmiş, öğüt verici ve kalıplaşmış sözler.
- Ağzı var dili yok: Konuşamamak.
- Baldırı çıplak: Fakir olmak.
- Bir elin nesi var, iki elin sesi var: Birlikte yapılması gereken işlerde yardımlaşmanın önemini anlatan bir deyim.
- Can çıkmadan huy çıkmaz: Kişinin huyundan asla vazgeçemeyeceğini anlatan bir deyim.
- Deveye hendek atlatmak: Bir şeye imkansız gözüyle bakmak.
14) ATASÖZÜ
Atasözü: Bir milletin veya ırkın tecrübelerinden yararlanarak, kısa ve özlü öğütler veren, toplum tarafından benimsenerek ortak olarak kullanılan kalıplaşmış sözlerdir. Türkçede “sav” ve “irsal-i mesel, darb-ı mesel” olarak da adlandırılır.
Atasözlerinin Özellikleri:
- Atasözleri kalıplaşmış söz öbekleridir.
- Atasözlerinde kelimelerin yerleri değiştirilemez.
- Atasözleri, gerçek anlamlarından farklı bir anlam kazanırlar.
- Atasözleri, bir öğüt veya ders verir.
- Atasözleri, dili daha zengin ve etkileyici hale getirir.
Atasözlerinin Oluşumu:
Atasözleri, çeşitli yollarla oluşabilir:
- Uzun deneyimler sonucunda: Zamanla toplum tarafından benimsenen ve kalıplaşan sözler.
- Atalardan miras yoluyla: Geçmiş nesillerden aktarılarak günümüze ulaşan sözler.
- Dini metinlerden: Kutsal kitaplardan veya dini kaynaklardan uyarlanan sözler.
- Edebi eserlerden: Hikayeler, şiirler ve diğer edebi eserlerden türeyen sözler.
Atasözü Örnekleri:
- Acele işe şeytan karışır: Aceleyle yapılan işlerde hata yapılacağını anlatan bir atasözü.
- Ak akçe kara gün içindir: Tasarruf etmenin önemini anlatan bir atasözü.
- Atasözü: Deneyimlerden ve gözlemlerden yola çıkarak söylenmiş, öğüt verici ve kalıplaşmış sözler.
- Ağır çeken, tatlı yer: Bir şeyin zor elde edilmesi halinde daha değerli olacağını anlatan bir atasözü.
- Bir elin nesi var, iki elin sesi var: Birlikte yapılması gereken işlerde yardımlaşmanın önemini anlatan bir deyim.
- Can çıkar huy çıkmaz: Kişinin huyundan asla vazgeçemeyeceğini anlatan bir deyim.
- Deveye hendek atlatmak: Bir şeye imkansız gözüyle bakmak.
15) ÖZDEYİŞ (VECİZE):
Özdeyiş: Bir duyguyu, düşünceyi veya ilkeyi kısa ve öz bir şekilde anlatan, genellikle belli bir kişiye ait olan sözlere özdeyiş veya vecize denir.
Özdeyişlerin Özellikleri:
- Özdeyişler, atasözlerinden farklı olarak, bir öğüt veya ders verme amacı gütmez.
- Özdeyişler, daha çok estetik bir etki yaratmak için kullanılır.
- Özdeyişler, genellikle ünlü kişilere ait sözlerden oluşur.
- Özdeyişler, dili daha zengin ve etkileyici hale getirir.
Özdeyişlerin Oluşumu:
Özdeyişler, çeşitli yollarla oluşabilir:
- Ünlü kişilerin sözlerinden: Düşüncelerini ve duygularını kısa ve öz bir şekilde ifade eden ünlü kişilerin sözleri.
- Edebi eserlerden: Hikayeler, şiirler ve diğer edebi eserlerden alıntılar.
- Halk dilinden: Halk tarafından benimsenerek kullanılan ve kalıplaşan sözler.
Özdeyiş Örnekleri:
- “Düşünmeden söylemek, ateş yakmadan odun atmak gibidir.” – Hz. Ali
- “Doğruyu söylemekten korkma, seni dinleyenlerden kork.” – Hz. Ömer
- “Bilgi güçtür.” – Francis Bacon
- “Yaşamak için değil, iyi yaşamak için çalışmalıyız.” – Seneca
- “En büyük zafer, kendini yenmektir.” – Platon
16) EŞANLAMLI (ANLAMDAŞ) SÖZCÜKLER:
Eş anlamlı (anlamdaş) sözcükler: Yazılışları ve okunuşları farklı olsa da aynı anlamı taşıyan sözcüklerdir. Eş anlamlı sözcükler, cümlede birbirinin yerine kullanılabilir ve anlamda bir değişiklik meydana gelmez.
Eş Anlamlı Sözcüklerin Özellikleri:
- Eş anlamlı sözcüklerin yazılışları ve okunuşları farklıdır.
- Eş anlamlı sözcüklerin anlamları aynıdır.
- Eş anlamlı sözcükler, cümlede birbirinin yerine kullanılabilir.
- Eş anlamlı sözcükler, dil zenginliğimizi artırır.
Eş Anlamlı Sözcüklerin Oluşumu:
Eş anlamlı sözcükler çeşitli yollarla oluşabilir:
- Farklı dillerden kelimelerin Türkçeye girişi:
- “Başarılı” ve “muvaffak”
- Aynı kökten türeyen kelimeler:
- “Sevmek” ve “sevilmek”
- Bölgesel ağızlardan kelimelerin Türkçeye girişi:
- “Ayva” ve “behi”
- Zamanla kelimelerin anlamlarının değişmesi:
- “Eski” ve “tarihi”
Eş Anlamlı Sözcük Örnekleri:
- Başarılı – muvaffak
- Sevmek – sevilmek
- Ayva – behi
- Eski – tarihi
- Güzel – hoş
- Büyük – ulu
- Gitmek – ayrılmak
- Başlamak – girişimde bulunmak
- Konuşmak – söylemek
- Düşünmek – aklınan geçirmek
17) KARŞIT (ZIT) ANLAMLI SÖZCÜKLER:
Karşıt (zıt) anlamlı sözcükler: Anlamları birbirinin tam tersi olan sözcüklerdir. Karşıt anlamlı sözcükler, cümlede birbirinin yerine kullanılamaz ve anlamda bir değişiklik meydana gelir.
Karşıt Anlamlı Sözcüklerin Özellikleri:
- Karşıt anlamlı sözcüklerin anlamları birbirinin tam tersidir.
- Karşıt anlamlı sözcükler, cümlede birbirinin yerine kullanılamaz.
- Karşıt anlamlı sözcükler, dil zenginliğimizi artırır.
- Karşıt anlamlı sözcükler, karşılaştırma yapmak için kullanılır.
Karşıt Anlamlı Sözcüklerin Oluşumu:
Karşıt anlamlı sözcükler çeşitli yollarla oluşabilir:
- Kökten farklı kelimeler:
- “İyi” ve “kötü”
- Eklerin zıt anlamlı olması:
- “Büyük” ve “küçük”
- Anlamlarının zamanla değişmesi:
- “Alçak” ve “mütevazı”
Karşıt Anlamlı Sözcüklerin Kullanım Alanları:
- Karşıt anlamlı sözcükler, karşılaştırma yapmak için kullanılır.
- Karşıt anlamlı sözcükler, zıtlık oluşturmak için kullanılır.
- Karşıt anlamlı sözcükler, anlatımı pekiştirmek için kullanılır.
Karşıt Anlamlı Sözcük Örnekleri:
- İyi – kötü
- Büyük – küçük
- Yukarı – aşağı
- Siyah – beyaz
- Sıcak – soğuk
- Açık – kapalı
- Doğru – yanlış
- Kolay – zor
- Başlamak – bitmek
- Var – yok
18) SESTEŞ (EŞ SESLİ) SÖZCÜKLER:
Sesteş (eş sesli) sözcükler: Yazılışları ve okunuşları aynı fakat anlamları farklı olan sözcüklerdir. Sesteş sözcükler, homofon ve homograf olmak üzere ikiye ayrılır.
Homofonlar: Yazılışları farklı fakat okunuşları aynı olan sözcüklerdir.
Örnekler:
- Elma (meyve) – Elma (fiil, almak anlamında)
- Kol (vücut uzvu) – Kol (fiil, koymak anlamında)
- Araba (taşıt) – Araba (fiil, aramak anlamında)
Homograflar: Yazılışları ve okunuşları aynı olan sözcüklerdir.
Örnekler:
- Bank (banka) – Bank (oturma yeri)
- Yol (yoluk) – Yol (fiil, yola çıkmak anlamında)
- Can (hayat) – Can (fiil, can vermek anlamında)
Sesteş Sözcüklerin Özellikleri:
- Sesteş sözcüklerin yazılışları ve okunuşları aynıdır.
- Sesteş sözcüklerin anlamları farklıdır.
- Sesteş sözcükler, cümledeki anlamına göre ayırt edilir.
- Sesteş sözcükler, dil zenginliğimizi artırır.
- Sesteş sözcükler, kelime oyunlarında kullanılır.
Sesteş Sözcüklerin Oluşumu:
Sesteş sözcükler çeşitli yollarla oluşabilir:
- Farklı dillerden kelimelerin Türkçeye girişi:
- “Kalp” (Arapça) – “Kalp” (Türkçe)
- Zamanla kelimelerin anlamlarının değişmesi:
- “Yol” (yoluk) – “Yol” (fiil, yola çıkmak anlamında)
- Ses benzeşmesi:
- “Elma” (meyve) – “Elma” (fiil, almak anlamında)
Sesteş Sözcüklerin Kullanım Alanları:
- Sesteş sözcükler, kelime oyunlarında kullanılır.
- Sesteş sözcükler, espri yapma için kullanılır.
- Sesteş sözcükler, dil bilmeceleri oluşturmak için kullanılır.
Sesteş Sözcük Örnekleri:
- Elma (meyve) – Elma (fiil, almak anlamında)
- Kol (vücut uzvu) – Kol (fiil, koymak anlamında)
- Araba (taşıt) – Araba (fiil, aramak anlamında)
- Bank (banka) – Bank (oturma yeri)
- Yol (yoluk) – Yol (fiil, yola çıkmak anlamında)
- Can (hayat) – Can (fiil, can vermek anlamında)
19) YAKIN ANLAMLI SÖZCÜKLER:
Yakın anlamlı (benzeşmeli) sözcükler: Anlamları tam olarak aynı olmasa da, birbiriyle ilişkili ve benzer anlamlar taşıyan sözcüklerdir. Yakın anlamlı sözcükler, cümlede bazı durumlarda birbirinin yerine kullanılabilir.
Yakın Anlamlı Sözcüklerin Özellikleri:
- Yakın anlamlı sözcüklerin anlamları tam olarak aynı değildir.
- Yakın anlamlı sözcükler, bazı durumlarda cümlede birbirinin yerine kullanılabilir.
- Yakın anlamlı sözcükler, dil zenginliğimizi artırır.
- Yakın anlamlı sözcükler, nüanslar (ince anlam farkları) oluşturmak için kullanılır.
Yakın Anlamlı Sözcüklerin Oluşumu:
Yakın anlamlı sözcükler çeşitli yollarla oluşabilir:
- Farklı dillerden kelimelerin Türkçeye girişi:
- “Başarılı” ve “muvaffak”
- Aynı kökten türeyen kelimeler:
- “Sevmek” ve “sevilmek”
- Bölgesel ağızlardan kelimelerin Türkçeye girişi:
- “Ayva” ve “behi”
- Zamanla kelimelerin anlamlarının değişmesi:
- “Eski” ve “tarihi”
Yakın Anlamlı Sözcüklerin Kullanım Alanları:
- Yakın anlamlı sözcükler, kelime tekrarını önlemek için kullanılır.
- Yakın anlamlı sözcükler, anlatımı pekiştirmek için kullanılır.
- Yakın anlamlı sözcükler, farklı duygular ve düşünceler ifade etmek için kullanılır.
Yakın Anlamlı Sözcük Örnekleri:
- Başarılı – muvaffak
- Sevmek – sevilmek
- Ayva – behi
- Eski – tarihi
- Güzel – hoş
- Büyük – ulu
- Gitmek – ayrılmak
- Başlamak – girişimde bulunmak
- Konuşmak – söylemek
- Düşünmek – aklınan geçirmek
20) AKTARMALAR: (DEYİM AKTARMASI) (ANLAM AKTARMASI)
Anlam aktarma: Bir kelimenin, asıl anlamı dışındaki bir anlam kazanmasıdır. Bu, çeşitli dilbilgisi ve dilbilimsel araçlarla yapılabilir. Anlam aktarma, dilin yaratıcılığını ve zenginliğini gösteren önemli bir unsurdur.
Anlam Aktarma Türleri:
1. Mecaz: Bir kelimenin, asıl anlamı dışındaki bir anlam kazanmasıdır. Mecazlar, dilin en yaygın anlam aktarma türüdür. Mecaz türleri şunlardır:
- Benzetme: İki varlık arasında açık bir karşılaştırma yapılması. (“Gözleri yıldız gibi parlıyordu.”)
- Metafor: İki varlık arasında örtülü bir karşılaştırma yapılması. (“Dünya bir sahnedir.”)
- Kişileştirme: İnsan dışı varlıklara insan özelliklerinin yüklenmesi. (“Rüzgar fısıldıyordu.”)
- Abartma: Bir şeyin olduğundan daha büyük veya küçük gösterilmesi. (“Dağlar kadar yüksekteydi.”)
- Küçültme: Bir şeyin olduğundan daha küçük veya önemsiz gösterilmesi. (“Bir sinek kadar küçüktü.”)
2. Deyim Aktarma: Bir deyimin, asıl anlamı dışındaki bir anlam kazanmasıdır. Deyim aktarımlarında deyimin bütünlüğü korunur. (“Aklı fikri at arabasında.”)
3. Atasözü Aktarma: Bir atasözünün, asıl anlamı dışındaki bir anlam kazanmasıdır. Atasözü aktarımlarında atasözünün öğüt verme özelliği korunur. (“Atasözü: Erken kalkan yol alır. Atasözü Aktarma: Sınavda erken davranıp soruları çözdü ve zaman kazandı.”)
Anlam Aktarma Örnekleri:
- Benzetme: Gözleri yıldız gibi parlıyordu.
- Metafor: Dünya bir sahnedir.
- Kişileştirme: Rüzgar fısıldıyordu.
- Abartma: Dağlar kadar yüksekteydi.
- Küçültme: Bir sinek kadar küçüktü.
- Deyim Aktarma: Aklı fikri at arabasında.
- Atasözü Aktarma: Erken kalkan yol alır. (Sınavda erken davranıp soruları çözdü ve zaman kazandı.)
BAZI KAVRAMLAR
Anlam Genişlemesi:
Bir kelimenin, ilk anlamının ötesine geçerek yeni anlamlar kazanmasıdır. Bu durum çeşitli yollarla gerçekleşebilir:
- Mecaz: Kelimenin gerçek anlamından farklı bir anlamda kullanılması. Örneğin, “yüzmek” kelimesi suda yüzmek anlamında kullanılırken, “borçta yüzmek” deyiminde farklı bir anlam kazanmıştır.
- Genelleme: Bir kelimenin özel bir anlamdan genel bir anlama geçmesi. Örneğin, “at” kelimesi ilk başta belirli bir at ırkını ifade ederken zamanla tüm atları kapsayacak şekilde genişlemiştir.
- Benzetme: Bir kelimenin, benzetme yoluyla yeni bir anlam kazanması. Örneğin, “elmas” kelimesi sert ve parlak bir taş anlamında kullanılırken, “kalbi elmas gibi” deyiminde farklı bir anlam kazanmıştır.
Anlam Daralması:
Bir kelimenin, ilk anlamının kapsamını daraltarak daha özel bir anlam kazanmasıdır. Bu durum da çeşitli yollarla gerçekleşebilir:
- Özellikleşme: Bir kelimenin genel bir anlamdan özel bir anlama geçmesi. Örneğin, “oyun” kelimesi her türlü eğlenceyi ifade ederken, “futbol” kelimesi belirli bir oyun türüne işaret etmektedir.
- Ayrımlaşma: Bir kelimenin anlamının farklılaşarak yeni anlamlar kazanması. Örneğin, “bitki” kelimesi tüm canlıları kapsar hale gelirken, “ağaç” ve “ot” kelimeleri bitkinin alt türlerini ifade etmektedir.
- Unutulma: Bir kelimenin eski anlamının zamanla unutulması ve yeni anlamının öne çıkması. Örneğin, “haber” kelimesi eskiden “yolculuk” anlamında da kullanılsa da günümüzde sadece “bilgi” anlamında kullanılmaktadır.
Kelimelerin anlam evrimi: Dilin doğal bir sonucudur. Bu değişimler, dilin zenginleşmesine ve yeni anlamların oluşmasına katkıda bulunur. Anlam genişlemesi ve daralması, kelimelerin tarihsel yolculuğunu ve dilin dinamik yapısını anlamamıza yardımcı olur.
Örnekler:
- Anlam Genişlemesi:
- Yüzmek: Su üzerinde yüzmek > Borçta yüzmek
- At: Belirli bir at ırkı > Tüm atlar
- Elmas: Sert ve parlak taş > Kalbi elmas gibi
- Anlam Daralması:
- Oyun: Her türlü eğlence > Futbol
- Bitki: Tüm canlılar > Ağaç, ot
- Haber: Yolculuk > Bilgi
KONU İLE İLGİLİ EK BİLGİLER
Edebi sanatlar: Dildeki kelimeleri ustalıkla kullanarak anlatımı zenginleştiren ve estetik bir etki yaratan araçlardır. Bu araçlar, metni daha etkileyici hale getirir, duygu ve düşünceleri daha açık ve güçlü bir şekilde ifade etmemizi sağlar.
Teşbih (Benzetme): Benzeyen ve kendisine benzetilen iki unsur arasında, “gibi”, “benzer”, “mansur” gibi benzetme edatları kullanarak kurulan ilişkidir.
Teşbihin Unsurları:
- Benzeyen: Benzetme yapılan varlık veya kavramdır.
- Kendisine Benzetilen: Benzeyenin benzetildiği varlık veya kavramdır.
- Benzetme Yönü: Benzeyen ve kendisine benzetilen arasındaki ortak özelliktir.
- Benzetme Edatı: Benzetme ilişkisini gösteren “gibi”, “benzer”, “mansur” gibi kelimelerdir.
Örnek:
- Benzeyen: Ayşe
- Kendisine Benzetilen: Bir bülbül
- Benzetme Yönü: Sesi
- Benzetme Edatı: Gibi
Cümle: Ayşe, sesi bülbül gibi güzel bir kızdır.
Teşbih Çeşitleri:
- Tam Teşbih: Dört unsuru da bulunan teşbihtir.
- Teşbih-i Beliğ: Benzeyen ve kendisine benzetilen unsurlardan oluşan teşbihtir.
- Teşbih-i Balig: Benzetme yönü açıkça belirtilen teşbihtir.
İstiare (Eğretileme): Benzetme edatı kullanmadan, benzeyen ve kendisine benzetilen unsurları doğrudan eşitleme yoluyla kurulandır.
Örnek:
- Benzeyen: Yıldız
- Kendisine Benzetilen: Sanatçı
Cümle: Sanat dünyasından bir yıldız kaydı.
Teşhis (Kişileştirme): İnsan dışındaki varlıklara insan özelliklerinin ve duygularının yüklenmesidir.
Örnek:
- Cümle: Rüzgar bana fısıldıyordu.
Tariz (İğneleme – Dokundurma): Bir kişiyi veya durumu alaycı bir şekilde eleştirmek veya iğnelemek için kullanılan bir sanattır.
Örnek:
- Cümle: O kadar zeki ki bütün sınıfları çift dikiş gidiyor.
Kinaye (Değinmece): Bir sözcüğü hem gerçek hem de mecaz anlamda kullanmaktır. Kinayede genellikle mecaz anlamı kastedilmektedir.
Örnek:
- Cümle: Yıllarca yüzümüz gülmedi.
YKS Türkçe Sözcükte Anlam Örnek Soru Çözümü
1. “Ağır” sözcüğünün farklı anlamlarını ve bu anlamların hangi bağlamlarda kullanıldığını açıklayınız.
“Ağır bir yük taşıyordu.” (Fiziksel ağırlık)
“Bu konu çok ağır.” (Zorluk)
“Ağır bir sorumluluk aldı.” (Ciddiyet)
“Ağır bir kaza geçirdi.” (Olumsuzluk)
“Ağırbaşlı bir insandı.” (Mecaz anlam)
2. “Yüzmek” fiilinin gerçek ve mecaz anlamlarını örneklerle karşılaştırınız.
Gerçek anlam:
Balıklar suda yüzüyordu.
Adam nehirde yüzmeyi öğreniyordu.
Havuzda yüzmek çok keyifliydi.
Mecaz anlam:
Mutluluktan yüzüyordu.
Zenginlik içinde yüzüyorlardı.
Sorunlar içinde yüzüyordu.
3. “Kalp” sözcüğünün mecaz anlamlarını ve bu anlamların insana ne ifade ettiğini yorumlayınız.
“Kalp” sözcüğünün Türkçede birden fazla anlamı vardır ve mecaz anlamları insana farklı duygular ve kavramlar ifade eder. Başlıca mecaz anlamları ve ifade ettikleri şunlardır:
1. Sevgi ve Duygu Merkezi:
- Sevgi, şefkat, merhamet gibi duyguların kaynağı olarak kabul edilir.
- Örnek: “Kalbim onun için yanıyor.”
- İfade ettiği duygu: Sevgi, şefkat, merhamet.
2. Cesaret ve Güç:
- Cesaret, yiğitlik ve güçlü olma duygusunu temsil eder.
- Örnek: “Kalbi aslan gibiydi.”
- İfade ettiği duygu: Cesaret, yiğitlik, güç.
3. Anlayış ve Bilgelik:
- Anlayışlı olma, bilgelik ve zeka gibi özellikleri temsil eder.
- Örnek: “Kalbiyle dinledi beni.”
- İfade ettiği duygu: Anlayış, bilgelik, zeka.
4. Yaşam Merkezi:
- Hayati önem taşıyan bir organ olarak yaşamın kaynağını temsil eder.
- Örnek: “Kalbi durdu.”
- İfade ettiği duygu: Yaşam, hayati önem.
5. Merkez ve Önem:
- Bir şeyin en önemli ve merkezi noktası olarak kabul edilir.
- Örnek: “Şehrin kalbinde bir kafe açtı.”
- İfade ettiği duygu: Önem, merkez, odak noktası.
4. Teşhis sanatının kullanıldığı bir cümle örneği vererek, bu sanatın etkisini ve amacını açıklayınız.
Cümle: Rüzgar bana fısıldıyordu.
Açıklama:
Bu cümlede teşhis sanatı kullanılmıştır. Rüzgarın insana fısıldayabilecek bir varlık gibi tasvir edilmesi teşhis sanatına örnektir. Bu sanatın etkisi ve amacı şunlardır:
Etkisi:
- Cümleye canlılık ve duygusallık katar.
- Okuyucu veya dinleyicinin ilgisini çeker ve hayal gücünü harekete geçirir.
- Cümleye gizem ve derinlik katar.
5. Kinaye sanatının kullanıldığı bir cümle örneği vererek, bu sanatın anlamı ve etkisini yorumlayınız.
Cümle: Bu sınavdan da yüzümüz ak çıkacak.
Açıklama:
Bu cümlede kinaye sanatı kullanılmıştır. “Yüzümüz ak çıkacak” ifadesi, sınavdan başarıyla geçileceğini mecaz yoluyla ifade etmektedir. Kinaye sanatının anlamı ve etkisi şunlardır:
Anlamı:
- Gerçek anlamın aksine, mecaz anlam kullanarak dolaylı bir ifade oluşturmak.
- Anlatımı daha ilgi çekici ve estetik hale getirmek.
6. “Göz” sözcüğünün farklı anlamlarını ve bu anlamların hangi bağlamlarda kullanıldığını örneklerle açıklayınız.
“Göz” sözcüğü Türkçede birden fazla anlamı olan ve farklı bağlamlarda kullanılan bir kelimedir. Başlıca anlamları ve kullanım bağlamları şunlardır:
1. Görme Organı:
- Işığı algılayan ve görmemizi sağlayan duyu organı.
- Örnek: “Gözlerim bozuldu.”
- Kullanım bağlamı: Görme eylemi ve görme organıyla ilgili durumlarda.
2. Bakış:
- Bir şeye bakma eylemi.
- Örnek: “Gözlerini bana dikti.”
- Kullanım bağlamı: Bakışların yönü ve anlamı ile ilgili durumlarda.
3. Dikkat:
- Bir şeye dikkat etme veya önem verme.
- Örnek: “Her şeye bir göz at.”
- Kullanım bağlamı: Dikkat ve özen gösterilmesi gereken durumlarda.
4. Anlayış:
- Bir şeyi kavrama veya anlama yeteneği.
- Örnek: “Bu konuda gözü açık.”
- Kullanım bağlamı: Anlayış ve kavrayış ile ilgili durumlarda.
5. Kontrol:
- Bir şeyin kontrol altında tutulması.
- Örnek: “Her şeyi göz altında tutuyor.”
- Kullanım bağlamı: Kontrol ve gözetim ile ilgili durumlarda.
6. Delik:
- Bazı nesnelerde bulunan küçük delik.
- Örnek: “İğnenin gözü.”
- Kullanım bağlamı: Nesnelerin üzerinde bulunan küçük delikleri tanımlamak için.
7. Kaynak:
- Bir şeyin ortaya çıktığı yer.
- Örnek: “Bu bilginin kaynağı neresi?”
- Kullanım bağlamı: Bir şeyin kaynağını veya kökenini belirtmek için.
7. “Dökmek” fiilinin gerçek ve mecaz anlamlarını örneklerle karşılaştırınız.
Gerçek Anlam:
- Bir sıvı veya katı maddeyi belirtmek
- Örnek:
- “Suyu bardağa döktü.”
- “Unu torbaya döktü.”
- “Yemleri kuşlara döktü.”
Mecaz Anlam:
- Duyguları veya maddi şeyleri dışarıya aktarmak.
- Örnek:
- “Gözyaşlarını döktü.”
- “Dertleşmek için içini döktü.”
- “Ortaya akla karayı döktü.”
8. “El” sözcüğünün mecaz anlamlarını ve bu anlamların insana ne ifade ettiğini yorumlayınız.
“El” sözcüğünün Türkçede birden fazla anlamı vardır ve mecaz anlamları insana farklı duygular ve kavramlar ifade eder. Başlıca mecaz anlamları ve ifade ettikleri şunlardır:
1. Yardım ve Destek:
- Bir kişiye yardım etme veya destek olma yeteneği.
- Örnek: “Elinden geleni yaptı.”
- İfade ettiği duygu: Yardımseverlik, cömertlik.
2. Güç ve Yetki:
- Bir şeyi kontrol etme veya yönetme yeteneği.
- Örnek: “Her şey onun elinde.”
- İfade ettiği duygu: Güç, yetki, kontrol.
3. Yetenek ve Beceri:
- Bir şeyi yapma yeteneği veya becerisi.
- Örnek: “Usta elleriyle bir sanat eseri yarattı.”
- İfade ettiği duygu: Yetenek, beceri, ustalık.
4. Sahiplik:
- Bir şeye sahip olma veya kontrol etme durumu.
- Örnek: “Bu kitap artık benim elimde.”
- İfade ettiği duygu: Sahiplik, kontrol.
5. Yol ve Yön:
- Bir yere gitme yönü veya yolu.
- Örnek: “Sağ elinizden devam edin.”
- İfade ettiği duygu: Yön, yol, rehberlik.
9. Aşağıdaki cümlelerde hangi sanatların kullanıldığını ve bu sanatların etkisini açıklayınız:
- “Rüzgar bana fısıldıyordu.”
- “Yıldızlar göz kırpıyordu.”
- “Saatler adeta dil döktü.”
- “Kalem kağıda isyan ediyordu.”
- “Deniz dalgaları öfkeyle kükredi.”
1. Teşhis:
- Cümle: Rüzgar bana fısıldıyordu.
- Etkisi: Rüzgarın insana fısıldayabilecek bir varlık gibi tasvir edilmesiyle cümleye canlılık ve duygusallık katılmış, hayal gücü harekete geçirilmiştir.
2. Teşhis:
- Cümle: Yıldızlar göz kırpıyordu.
- Etkisi: Yıldızların göz kırpma eylemiyle insana yakınlaştırılmasıyla cümleye gizem ve derinlik katılmış, estetik bir değer kazandırılmıştır.
3. Kişileştirme:
- Cümle: Saatler adeta dil döktü.
- Etkisi: Saatlerin konuşma yeteneğine sahip varlıklar gibi tasvir edilmesiyle cümleye canlılık ve ilgi çekicilik katılmış, gizemli bir atmosfer oluşturulmuştur.
4. Kişileştirme:
- Cümle: Kalem kağıda isyan ediyordu.
- Etkisi: Kalemin isyan etme eylemiyle insana yakınlaştırılmasıyla cümleye duygusallık ve gizem katılmış, anlatıma derinlik kazandırılmıştır.
5. Teşhis ve Abartma:
- Cümle: Deniz dalgaları öfkeyle kükredi.
- Etkisi: Deniz dalgalarının öfke duygusu ile kükreme sesine benzetilmesiyle cümleye güç ve duygusallık katılmış, anlatımın etkileyiciliği artırılmıştır.
10. Aşağıdaki cümlelerde kullanılan sözcüklerin anlamlarını ve bu anlamların cümleye kattığı anlamı yorumlayınız:
- “Gözlerin okyanuslar kadar derin.”
- “Bu sınavdan da yüzümüz ak çıkacak.”
- “O kadar tembel ki, elini bile kıpırdatmaz.”
- “Bu elbise bana pahalıya patladı.”
- “Dondurucu soğuktan tir tir titriyorum.”
1. “Gözlerin okyanuslar kadar derin.”
- Gözlerin: Bakış organı.
- Okyanuslar kadar derin: Çok derin, gizemli ve anlam yüklü.
- Anlam: Kişinin bakışlarının çok derin ve anlamlı olduğu, içinde birçok duygu ve düşünce barındırdığı ifade edilir.
2. “Bu sınavdan da yüzümüz ak çıkacak.”
- Yüz: Kişinin onurunu ve saygınlığını temsil eden bir mecaz.
- Ak: Temiz, saf ve başarılı anlamına gelen bir mecaz.
- Anlam: Sınavdan başarıyla geçileceği ve onurlu bir şekilde çıkılacağı ifade edilir.
3. “O kadar tembel ki, elini bile kıpırdatmaz.”
- Tembel: Hiçbir şey yapmak istemeyen ve çalışmayan kişi.
- Eli: Bir şey yapmak için kullanılan uzuv.
- Kıpırdatmaz: Hareket ettirmez.
- Anlam: Kişinin son derece tembel olduğu ve hiçbir işe yaramadığı ifade edilir.
4. “Bu elbise bana pahalıya patladı.”
- Pahalı: Yüksek fiyata sahip.
- Patlamak: Ani ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan bir durum.
- Anlam: Elbisenin çok pahalı olduğu ve bu durumun maddi açıdan zorlayıcı olduğu ifade edilir.
5. “Dondurucu soğuktan tir tir titriyorum.”
- Dondurucu: Çok soğuk.
- Tir tir titrimek: Soğuktan dolayı şiddetli bir şekilde sarsılmak.
- Anlam: Havanın çok soğuk olduğu ve bu durumun kişiyi üşütüp titrettiği ifade edilir.
Diğer YKS Konularına web sitemizden ulaşabilirsiniz. Sorularınız için lütfen yorum bölümüne çekinmeden yazın. Başarılar dilerim.