Bakkal Vehbi ile Bakkal Ahmet’in Hikayesi

Bakkal Vehbi ile Bakkal Ahmet’in Hikayesi sizlere çalışmanın önemini en iyi şekilde anlatacak. Yazıyı Erdal Demirkıran’ın Ben Dünyanın En Akıllı İnsanıyım kitabından alıntıladık.

Bakkal Vehbi ile Bakkal Ahmet’in Hikayesi

Vaktiyle Vehbi’nin de bir bakkalı vardı, Ahmet’in de. Vehbi saat 05:30’da bakkalını açıp
büyümenin yollarını araştırıyordu. Sürekli zengin olacağı günleri hayal ediyordu. Kendini
tamamen işine adamıştı. Ekonomi ile ilgili haberleri hiç kaçırmıyordu. Kendi hayal
dünyasında kaç bin defa zengin olmuştu kim bilir?… Bu yüzden yürüyüşü de asla sıradan bir bakkal gibi değildi. Dünyanın en başarılı insanıymış gibi yürüyordu.

Akşam saat on ikiden önce dönmüyordu evine. Gözüne uyku girmiyordu. Bir an önce sabah olmasını istiyordu. Bir an önce işe gitmeyi istiyordu. Anlayacağınız tam bir çalışma aşığı ya da popüler bir tabir ile ifade etmek gerekirse “işkolik”

O kadar çok çalışma isteği ile doluydu ki alarm bile kurmazdı. Saat beş oldu mu kendiliğinden uyanır hatta çoğu zaman erken uyanırdı. Çünkü onun bir hedefi vardı. Bu nedenle uykuyu bile zaman kaybı olarak görüyordu. Dört saatten fazla uyumuyordu. Geceleri hayal kurmaktan, kafasında zengin olma planları yapmaktan yani başarma azmi ile uyuyamıyor sabah ise hayallerini gerçekleştirmek için erkenden kalkıyordu. Böyle olunca dört saat bile çok geliyordu ona bazen.

Vehbiyi anlattık sıra Ahmet’de

Ahmet ise, saat sekize doğru açıyordu bakkalını. Biraz bulmaca çözüp veresiye defterine
karalamalar yaparak, kapının önünde, küçük bir sehpanın üzerinde sırtını güneşe dönerek
tavla atıyordu manav arkadaşıyla. En büyük hayali manavı tavlada mars etmekti. Hava
kararınca Ahmet’in yüzünde ince bir tebessüm oluşurdu. “Evine gidip sıcak bir çorba
içmekten daha güzel ne olabilir ki?” derdi. Saat sekiz olunca kepenkleri indirir, evinin yolunu
tutardı. Çorbasını içer içmez uyur, sabah da inanılmaz güçlükte uyanırdı.

Karısı ona “Kalk, işe geç kalıyorsun!’ dediğinde, duymazdan gelip bir yarım saat daha uyurdu. Uykusu kıymetli bizim Ahmet’in. Hatta en büyük keyiflerinden biriydi uyandıktan sonra biraz daha uyumak.

Aradan yıllar geçti. Bakkal Vehbi, hedeflerine ulaştı, dünyanın en zengin elli işadamı
listesine girmeyi başardı. Vehbi Koç oldu. Evet evet Koç Holding’in kuruluşundan bahsediyorum.

Peki Ahmet’e ne oldu? Bakkal Ahmet de hedeflerine ulaştı. Manav Rıza’yı tavlada mars
etmeyi başardı. Ahmet Efendi oldu.

Uzun lafın kısası…

Faaliyet gösterdiğin sektörü iyi bileceksin. Ahmet Efendi (D) olmak istiyorsan “C” noktasını,
Vehbi Koç olmak istiyorsan, “Z” noktasını hedef almalısın ki her şeye rağmen istediğin yere
gelebilesin. Bu noktalar ne peki:

Zirve (Z)  Sektör Devi (A)  Profesyoneller (B) Normal düzeydekiler (C) Amatörler (D)

Hedefini yükselt. Yaptığın işte en iyi olmayı iste. Dünyayı değiştir…

Unutma ki şansın hep %50. Söylenip duracağına bir Şeyler yap. Türk ekonomisini beğenmiyorsan küfredip söylenmekten vazgeç! Çalış. Kendini yetiştir. Sonra gel, Maliye Bakanı ol, ekonomiyi düzelt… Şansın %50.
Emniyet Teşkilatını beğenmiyorsan; çalış emniyet müdürü ol. Unutma: şansın yine %50.

Şans Konusu İle İlgili Yazımız: Hiç Böyle Olasılık Hesabı Yaptınız Mı?

Ücretsiz Rehberlik Almak İster Misin

Soru-Cevap Bölümü Açıldı! Tüm sorulara cevap veriyoruz.

TIKLA ve Üye Ol

yorum Yap