YKS Tarih Bilimine Giriş Konu Anlatımı ve Soru Çözümü

Tarih, insan ve insan topluluklarının geçmişteki yaşayışlarını, aralarındaki ilişkileri, zaman ve mekan içinde belgelere dayanarak ve objektif bir bakış açısıyla inceleyen bir sosyal bilim dalıdır. Geçmişin tozlu sayfalarını aralayarak insanlığın kökenlerini, uygarlıkların yükseliş ve düşüşlerini, savaşların ve barışların hikayelerini anlatan bir bilimdir.

Not: YKS Tarih Bilimine Giriş konu anlatımın ve soru çözümü içeriğinin PDF’si de mevcuttur. YKS Tarih Bilimine Giriş Konu Anlatımı ve Soru Çözümü PDF’ye bu içeriğin sonunda ulaşabilirsiniz.

Tarih Biliminin Özellikleri

  • Konusu: İnsan ve insan topluluklarının geçmişteki tüm faaliyetleri.
  • Yer ve Zaman: Tarihi olaylar belli bir yer ve zamanda meydana gelir ve o dönemin şartları göz önünde bulundurularak değerlendirilir.
  • Sebep-Sonuç: Tarihi olaylar birbirleriyle bağlantılıdır ve her olayın bir sebebi ve sonucu vardır.
  • Kaynaklar: Tarihi bilgiler yazılı ve yazısız kaynaklara dayanmalıdır. Yeni bulunan her belge, geçmişe dair bakış açımızı değiştirebilir.
  • Deney ve Gözlem: Tarih bilimi geçmişteki olayları incelediği için deney ve gözlem yönteminden yararlanamaz.

Tarih Biliminin Yöntemi

1. Kaynak Arama:

  • Ana Kaynaklar (Birinci el kaynaklar): Olayın yaşandığı döneme ait kaynaklar.
  • İkinci El Kaynaklar: Ana kaynaklardan yararlanılarak hazırlanan kaynaklar.
  • Yazılı Kaynaklar: Kitabeler, fermanlar, kanunlar, gazeteler, dergiler vb.
  • Yazısız Kaynaklar: Evler, kaleler, heykeller, destanlar, efsaneler, atasözleri vb.

2. Verileri Tasnif, Tahlil ve Tenkit Etme:

  • Tasnif: Elde edilen bilgiler zamana, mekana ve konuya göre sınıflandırılır.
  • Tahlil: Kaynaklardan elde edilen bilgiler güvenilir mi? Karşılaştırma yapılarak bilgiler bu yönde incelenir.
  • Tenkit: Elde edilen bilgilerin işe yarayıp yaramadığı, hangi bilgilerin kullanılacağı belirlenir.

3. Sentez (Birleştirme): Kaynaklardan elde edilen bilgiler düzenlenerek yazılması safhasıdır.

Tarih Biliminin Sınıflandırılması

  • Zamana Göre: Genel Tarih, Ortaçağ Tarihi, Yakın Çağ Tarihi vb.
  • Yere Göre: Anadolu Tarihi, Avrupa Tarihi, Dünya Tarihi vb.
  • Konuya Göre: Siyasi Tarih, Kültür Tarihi, Sanat Tarihi, Ekonomik Tarih vb.

Tarih Bilimi Anlatımına Göre

  • Hikâyeci Tarih: Siyasi oteritenin etkisi altındadır, objektif olamaz, esas hedef gerçek değildir.
  • Öğretici Tarih: Kahramanlar ön plana çıkar, ders verici niteliktedir.
  • Sosyal Tarih: Olayların hissi yönlerini dikkate almadan açıklayan tarih anlayışıdır.
  • Bilimsel Tarih: 19. yüzyıldan itibaren görülür, objektiftir ve belgelere dayanır. Şüphecidir ve olayları bütün olarak ele alır.

Tarihe Yardımcı Bilimler

Tarih, geçmişin karanlık sırlarını aydınlatan bir bilim dalıdır. Bu gizemli yolculuğa ışık tutan ve geçmişin sesini duymamızı sağlayan birçok yardımcı bilim dalı vardır. Bu yazıda, tarihe ışık tutan 14 yardımcı bilim dalını ve katkılarına değineceğiz.

1. Coğrafya: Tarihi olayların sahnesi olan coğrafi koşullar, olayların nasıl ve neden gerçekleştiğini anlamamıza yardımcı olur. Coğrafya, bize savaşların kazanıldığı veya kaybedildiği arazilerin topografik özelliklerini, ticaret yollarını ve iklimsel faktörleri gösterir.

2. Arkeoloji: Toprağın altında saklı kalmış geçmişin izlerini gün yüzüne çıkaran arkeoloji, antik kentleri, eserleri ve günlük yaşamın objelerini inceleyerek bize geçmişin somut kanıtlarını sunar.

3. Paleografya: Yazılı belgelerin zaman içinde nasıl değiştiğini inceleyen paleografya, eski yazıların çözülmesine ve farklı dönemlere ait metinlerin okunmasına imkan verir.

4. Filoloji: Dillerin ve diller arasındaki ilişkilerin incelendiği filoloji, tarihçilere farklı dillerde yazılmış metinleri analiz etme ve farklı kültürlerin etkileşimlerini anlama aracı sağlar.

5. Diplomatika: Resmi belgelerin ve antlaşmaların incelendiği diplomatika, devletler arasındaki ilişkilerin ve siyasi gelişmelerin izini sürmemize yardımcı olur.

6. Kronoloji: Tarihi olayların zaman sırasına göre dizilmesiyle ilgilenen kronoloji, geçmişteki olayların doğru bir şekilde yorumlanmasına katkıda bulunur.

7. Sosyoloji: Toplumların yapısını ve değişimini inceleyen sosyoloji, tarihsel olayların arkasındaki sosyal dinamikleri ve toplumsal değişimlerin nedenlerini anlamamızı sağlar.

8. Nümizmatik: Paraların ve madalyonların incelendiği nümizmatik, ekonomik tarih ve siyasi tarih araştırmaları için önemli bir kaynak sunar.

9. Epigrafi: Kitabelerin ve taşlara yazılmış yazıların incelendiği epigrafi, geçmişin siyasi, dini ve sosyal yaşamına dair önemli bilgiler verir.

10. Antropoloji: İnsan ırklarını ve evrimini inceleyen antropoloji, geçmişteki insanların fiziksel özellikleri, yaşam tarzları ve sosyal yapıları hakkında bilgi edinmemize yardımcı olur.

11. Etnografya: Bir milletin kültürünü, örf ve adetlerini inceleyen etnografya, geçmişteki insanların inançlarını, geleneklerini ve günlük yaşamlarını anlamamızı sağlar.

12. Kimya-Karbon 14 Metodu: Tarihi malzemelerin yaşını belirleyen bu yöntem, arkeolojik bulguların tarihlemesinde önemli bir rol oynar.

13. Felsefe: Tarihi olayların arkasındaki felsefi düşünceleri ve ideolojileri anlamamıza yardımcı olan felsefe, geçmişin zihniyetini ve dünya görüşünü kavramamızı sağlar.

14. İktisat: Birçok tarihi olayın temelinde yatan ekonomik faktörleri inceleyen iktisat, tarihsel gelişmelerin ekonomik arka planını aydınlatmaya yardımcı olur.

Sicilliyografi (mühürler), Armalar (Heraldique), Şecereler (Ensab cetveli, Genoloji) ve Onosmatik (yer adları) gibi daha az bilinen yardımcı bilimler de akademik çalışmalarda önemli rol oynamaktadır.

Tarih, tek başına bir bilim dalı olarak değil, bu yardımcı bilimlerle birlikte bir bütün olarak ele alındığında geçmişin gizemlerini çözmemize ve insanlığın hikayesini daha iyi anlamamıza yardımcı olur.

Zamanın Perdesini Aralamak: Tarihin Evreleri

Zamanın akışı içinde insanlığın hikayesi, geçmişten geleceğe uzanan bir yolculuktur. Bu yolculuğu anlamak için tarih bilimi, geçmişin izlerini takip ederek bize yol gösterir. Tarih, yazının icadı ile iki ana evreye ayrılır: Tarih Öncesi Devirler ve Tarihi Devirler.

Tarih Öncesi Devirler

Yazının bulunmadığı bu devirde, insanlığın ilerleyişi kullandıkları alet ve gereçlere göre belirlenir. Taş Devri, Maden Devri gibi aşamalar, bu evrenin temelini oluşturur.

Taş Devri:

  • Yontma Taş Devri (Paleolitik): Avcılık ve toplayıcılıkla geçinen, göçebe bir yaşam tarzı hakimdir. Mağaralarda yaşayan ve basit aletler kullanan ilk insanlar bu dönemde karşımıza çıkar.
  • Cilalı Taş Devri (Neolitik): Tarımın ve hayvancılığın başlamasıyla yerleşik hayata geçiş gerçekleşir. Toprak kaplar, dokumacılık ve ilk köyler bu devrin önemli gelişmeleridir.

Maden Devri:

  • Bakır Devri (Kalkolitik): Bakırın işlenmesi ile yeni alet ve silahlar ortaya çıkar. Takı ve süs eşyaları da bu dönemde görülmeye başlar.
  • Tunç Devri (Bronz): Bakır ve kalayın karışımı olan tunç, daha sağlam ve dayanıklı araç-gereçlerin üretilmesini sağlar. Şehir devletleri ve ticaret bu dönemde gelişir.
  • Demir Devri: Demir madeninin kullanımı ile ekonomik, siyasi ve askeri alanlarda önemli ilerlemeler kaydedilir. Merkezi devletler ve özel mülkiyet kavramı bu devrin önemli özellikleridir.

Tarih Öncesi Devirlerin Özellikleri:

  • Her devir, kullanılan malzemeye göre adlandırılır.
  • Uygarlıkların gelişimi, coğrafi koşullardan ve yeraltı kaynaklarından etkilenir.
  • Farklı toplumlar aynı evreleri aynı zamanda yaşamaz.
  • İleri uygarlıklar, daha az gelişmiş toplulukları etkiler.
  • Arkeolojik bulgular, tarihsel gelişimi ve toplumlar arasındaki etkileşimi gösterir.

Tarihi Devirler

Yazının icadıyla başlayan bu evrede, tüm dünyayı etkileyen ve insan yaşamında önemli değişikliklere yol açan olaylar esas alınarak evreler belirlenir.

1. İlk Çağ:

  • MÖ 3200’de yazının icadıyla başlar.
  • Sümerler, Mısırlılar, Hititler, Antik Yunan ve Roma gibi uygarlıklar bu çağa damgasını vurur.
  • Kavimler Göçü ile Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılması (MS 395) ile sona erer.

2. Orta Çağ:

  • MS 395’te Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasıyla başlar.
  • Hristiyanlığın ve İslam’ın yayılması, feodalizm ve şövalyelik bu çağa ait önemli unsurlardır.
  • 1453’te İstanbul’un Osmanlılar tarafından fethiyle sona erer.

3. Yeni Çağ:

  • 1453’te İstanbul’un fethiyle başlar.
  • Matbaanın icadı, Rönesans, Reformasyon ve Keşifler bu çağın önemli dönüm noktalarıdır.
  • 1789 Fransız İhtilali ile sona erer.

4. Yakın Çağ:

  • 1789 Fransız İhtilali ile başlar ve günümüze kadar devam eder.
  • Sanayi Devrimi, emperyalizm, iki dünya savaşı, modernleşme ve küreselleşme bu çağın temel kavramlarıdır.

 

YKS Tarih Bilimine Giriş Soru Çözümü

Örnek Soru 1: Tarih biliminin incelenmesinde kullanılan “ana kaynaklar” ile “ikinci el kaynaklar” arasındaki temel fark nedir?

A) Ana kaynaklar, olayın yaşandığı döneme aitken, ikinci el kaynaklar daha sonraki dönemlerde hazırlanır.
B) Ana kaynaklar yazılı belgeleri içermezken, ikinci el kaynaklar sadece yazılı belgelere dayanır.
C) Ana kaynaklar yalnızca yazısız kaynaklardır, ikinci el kaynaklar ise yazılı kaynaklardır.
D) Ana kaynaklar sadece resmi belgeleri kapsarken, ikinci el kaynaklar gayri resmi belgeleri de içerir.

ÇÖZÜM: 

Bu sorunun çözümü, tarih biliminin kaynaklarını ve bu kaynakların sınıflandırılmasını anlamak üzerine kuruludur. Tarih bilimi, geçmişteki olayları, durumları ve yaşam biçimlerini inceleyen bir disiplindir. Bu incelemeler sırasında kullanılan kaynaklar büyük önem taşır. Kaynaklar, genellikle iki ana kategoriye ayrılır: ana kaynaklar ve ikinci el kaynaklar.

Ana Kaynaklar (Birinci El Kaynaklar): Bu kaynaklar, incelenen olayın ya da dönemin doğrudan tanıkları tarafından üretilmiş materyallerdir. Olayın yaşandığı döneme ait olan bu kaynaklar, olaylar ve koşullar hakkında birinci elden bilgi sağlarlar. Ana kaynaklar yazılı belgeler (gazeteler, mektuplar, resmi belgeler, kanunlar, anılar vb.), görsel materyaller (fotoğraflar, filmler, resimler vb.), fiziksel nesneler (artefaktlar, eserler, sikkeler vb.) ve sözlü tarih (görgü tanıklarının ifadeleri, röportajlar vb.) gibi çeşitli formlarda olabilir.

İkinci El Kaynaklar: İkinci el kaynaklar, ana kaynaklardan elde edilen bilgileri temel alarak daha sonra oluşturulan çalışmalardır. Bu kaynaklar, olay veya dönem hakkında yorumlar, analizler, sentezler ve genellemeler içerir. İkinci el kaynaklar arasında tarih kitapları, dergi makaleleri, incelemeler, eleştiriler ve analizler yer alır. Bu kaynaklar, ana kaynaklardan elde edilen bilgilerin araştırmacılar tarafından değerlendirilmesi ve yorumlanması sonucunda ortaya çıkar.

Sorudaki seçeneklere göre doğru cevap A) seçeneğidir, çünkü ana kaynaklar olayın yaşandığı döneme aitken, ikinci el kaynaklar daha sonraki dönemlerde, ana kaynaklardan yararlanılarak hazırlanan kaynaklardır. Bu temel ayrım, tarih biliminin doğasında ve kaynakların nasıl kullanıldığında yatar. Ana kaynaklar, tarihçilere olayların ve koşulların doğrudan bir görünümünü sağlarken, ikinci el kaynaklar bu bilgilerin analiz edilmesi ve yorumlanması yoluyla bilginin genişletilmesine olanak tanır. Diğer seçenekler bu ayrımı doğru bir şekilde yansıtmaz.


Örnek Soru 2: Tarih öncesi devirler içerisinde, “Taş Devri”nden sonra gelen ve tarımın başlamasıyla yerleşik hayata geçişin gerçekleştiği dönem hangisidir?

A) Yontma Taş Devri
B) Cilalı Taş Devri
C) Bakır Devri
D) Demir Devri

ÇÖZÜM:

Tarih öncesi devirler, insanlığın yazılı tarihten önceki dönemlerdeki gelişim sürecini kapsar. Bu dönemler, insanlığın teknolojik ve sosyal evriminin farklı aşamalarını temsil eder. Soruda bahsedilen Taş Devri, genellikle üç ana alt bölüme ayrılır: Paleolitik (Eski Taş Devri), Mezolitik (Orta Taş Devri) ve Neolitik (Yeni Taş Devri). Taş Devri’nden sonra gelen dönemler ise genel olarak Metal Devirleri olarak adlandırılır ve sırasıyla Bakır Devri, Bronz Devri ve Demir Devri olarak ilerler.

A) Yontma Taş Devri: Bu terim genellikle Paleolitik Devri tanımlamak için kullanılır. Bu dönem, insanlığın ilk aletlerini yaptığı ve avcı-toplayıcı olarak yaşadığı dönemi kapsar. Yontma Taş Devri, yerleşik hayata geçişten çok önceki bir dönemi ifade eder.

B) Cilalı Taş Devri: Bu ifade, Neolitik Devri (Yeni Taş Devri) tanımlamak için kullanılır. Neolitik Devir, tarımın başlaması ve insanların yerleşik hayata geçiş yapmaya başladığı dönemdir. Bu dönemde, insanlar hayvanları evcilleştirmiş ve tarım yaparak yaşamaya başlamışlardır. Aynı zamanda, taş aletlerin cilalanarak daha verimli hale getirildiği ve yerleşim yerlerinin kurulduğu bir dönemdir.

C) Bakır Devri: Bu dönem, Neolitik Devri takip eder ve insanlığın metal işlemeye başladığı ilk dönemdir. Ancak, Bakır Devri, tarımın başlamasıyla yerleşik hayata geçişin zaten gerçekleşmiş olduğu bir dönemdir, bu yüzden tarımın başlamasıyla yerleşik hayata geçişi ifade etmez.

D) Demir Devri: Bu dönem, Bakır Devri’ni takip eder ve demirin kullanılmaya başlandığı dönemi işaret eder. Demir Devri, daha gelişmiş tarım araçları ve silahların üretildiği bir dönemi temsil eder, ancak yerleşik hayata geçişin kendisi bu dönemde gerçekleşmemiştir.

Sorunun cevabı, tarımın başlamasıyla yerleşik hayata geçişin gerçekleştiği dönem olarak B) Cilalı Taş Devri‘dir. Bu dönem, insanlık tarihinde büyük bir dönüm noktası olan Neolitik Devrim’i kapsar. Neolitik Devrim, insanlığın yaşam tarzında radikal bir değişikliğe neden olmuş ve yerleşik toplumların oluşumunu sağlamıştır. Bu dönem, tarımın başlaması, hayvanların evcilleştirilmesi, yerleşik köylerin kurulması ve toplumların daha karmaşık sosyal yapılar geliştirmesiyle karakterizedir.


Örnek Soru 3: Tarih bilimine yardımcı olan bilim dallarından hangisi, tarihi olayların sahnesi olan coğrafi koşulların, olayların nasıl ve neden gerçekleştiğini anlamamıza yardımcı olur?

A) Arkeoloji
B) Coğrafya
C) Filoloji
D) Sosyoloji

ÇÖZÜM:

Tarih bilimine yardımcı olan bilim dalları, tarihi olayların ve insan topluluklarının geçmişteki yaşam biçimlerinin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunur. Bu yardımcı bilim dalları, farklı perspektifler ve metodolojiler aracılığıyla tarihçilere önemli bilgiler sağlar. Soruda bahsedilen seçeneklerden her biri, tarihin incelenmesine farklı yollarla katkı sağlar:

A) Arkeoloji: Arkeoloji, geçmiş insan topluluklarına ait kalıntıları ve materyal kültürleri inceleyen bilim dalıdır. Arkeolojik kazılar ve analizler aracılığıyla, tarihi yapılar, eserler, aletler ve diğer fiziksel kalıntılar yoluyla insanlık tarihi hakkında bilgi edinilir. Arkeoloji, özellikle yazılı kaynakların olmadığı dönemler hakkında bilgi sağlar, ancak coğrafi koşulların tarihi olaylara etkisini doğrudan açıklamaktan ziyade, bu olayların fiziksel izlerine odaklanır.

B) Coğrafya: Coğrafya, yer şekilleri, iklim, bitki örtüsü gibi fiziksel çevre özellikleri ile insanların bu çevreyle etkileşimini inceleyen bilim dalıdır. Tarihi olayların meydana geldiği coğrafi koşulların ve bu koşulların olayların gelişimi üzerindeki etkilerini anlamamıza yardımcı olur. Örneğin, bir savaşın neden belirli bir bölgede gerçekleştiği, bir uygarlığın neden belirli bir coğrafyada geliştiği gibi sorulara yanıt arar. Bu açıdan, coğrafya, tarihi olayların “nasıl” ve “neden” gerçekleştiğini anlamada kritik bir rol oynar.

C) Filoloji: Filoloji, yazılı metinlerin dili, tarihi ve kültürel bağlamı üzerine odaklanır. Antik metinlerin dilini, yapısını ve anlamını inceleyerek tarihi olaylar, sosyal yapılar ve kültürel pratikler hakkında bilgi sağlar. Filoloji, özellikle yazılı kaynakların yorumlanmasında önemli olsa da, coğrafi koşulların olaylar üzerindeki etkisini doğrudan incelemez.

D) Sosyoloji: Sosyoloji, toplumların yapısını, sosyal ilişkileri ve kurumları inceleyen bir bilim dalıdır. Toplumsal değişim, sosyal sınıflar, kültürel dinamikler gibi konulara odaklanır ve bu faktörlerin tarihsel süreçler üzerindeki etkilerini analiz eder. Sosyoloji, tarihi olayların sosyal yönlerini açıklamada yardımcı olur, ancak coğrafi koşulların bu olaylara etkisi üzerine doğrudan odaklanmaz.

Bu açıklamalardan yola çıkarak, sorunun cevabı B) Coğrafya‘dır. Coğrafya, tarihi olayların sahnesi olan coğrafi koşulların, olayların nasıl ve neden gerçekleştiğini anlamamıza yardımcı olan bilim dalıdır. Coğrafi koşulların, tarihi olayların meydana gelişi ve sonuçları üzerinde büyük bir etkisi olduğu için, coğrafya, bu olayların anlaşılmasında temel bir rol oynar.


Örnek Soru 4: “Bilimsel Tarih” anlayışı hangi yüzyıldan itibaren tarih biliminin bir parçası olarak görülmeye başlanmıştır?

A) 15. yüzyıl
B) 16. yüzyıl
C) 18. yüzyıl
D) 19. yüzyıl

ÇÖZÜM:

“Bilimsel Tarih” anlayışı, tarih çalışmalarında belgelerin ve kaynakların objektif bir şekilde incelenmesi, eleştirel bir yaklaşımın benimsenmesi ve tarihi olayların neden-sonuç ilişkileri çerçevesinde analiz edilmesini vurgular. Bu yaklaşım, tarih biliminin daha sistematik ve metodolojik bir disipline dönüşmesine yol açmıştır.

A) 15. yüzyıl: Bu dönem, Rönesans’ın başlangıcı ile ilişkilendirilir ve antik kaynaklara yeniden ilginin arttığı, ancak bilimsel tarih anlayışının modern anlamda kabul edilmesinden önceki bir dönemdir.

B) 16. yüzyıl: Reformasyon ve Keşifler Çağı bu yüzyıla denk gelir. Bu dönemde bilim ve bilgiye olan ilgi artmış olsa da, tarih biliminin “bilimsel” olarak nitelendirilebilecek bir yaklaşımı benimsemesi için daha fazla zaman gerekmektedir.

C) 18. yüzyıl: Aydınlanma Çağı bu yüzyılda gerçekleşir ve eleştirel düşünce, akılcılık ve bilimsel yöntemin öneminin arttığı bir dönemdir. Tarih çalışmalarında da eleştirel bir yaklaşımın benimsenmeye başlandığı bir dönemdir, ancak “bilimsel tarih” anlayışının tam olarak kabul edildiği dönem değildir.

D) 19. yüzyıl: Bilimsel tarih anlayışı, 19. yüzyılda, özellikle tarihçilikte metodolojik yaklaşımların ve tarihsel araştırmalarda eleştirel bir perspektifin geliştirilmesiyle birlikte ortaya çıkmıştır. Bu dönemde tarihçiler, kaynak eleştirisi yapmaya, belgeleri sistematik bir şekilde incelemeye ve tarihi olayları objektif bir bakış açısıyla ele almaya başlamışlardır. Leopold von Ranke gibi tarihçiler, modern tarihçiliğin babaları arasında sayılır ve bilimsel tarih anlayışının temellerini atmışlardır.

Bu bilgiler ışığında, “Bilimsel Tarih” anlayışının tarih biliminin bir parçası olarak görülmeye başlandığı yüzyıl D) 19. yüzyıldır. Bu dönem, tarih biliminin modern anlamda şekillenmeye başladığı ve objektiflik, belgeye dayalı araştırma ve metodolojik disiplin gibi kriterlerin ön plana çıktığı dönemdir.


Örnek Soru 5: Orta Çağ’ın başlangıcı olarak kabul edilen olay hangisidir?

A) Yazının icadı
B) Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılması
C) İstanbul’un Osmanlılar tarafından fethi
D) Fransız İhtilali

ÇÖZÜM:

Orta Çağ, Avrupa tarihinde Antik Çağ ile Yeni Çağ arasında yer alan ve yaklaşık olarak MS 5. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar süren dönemi kapsar. Bu dönemin başlangıcı ve bitişi konusunda tarihçiler arasında genel bir mutabakat vardır, ancak bazı olaylar bu dönemin başlangıç ve bitiş tarihlerini işaret etmesi açısından özellikle önemlidir. Şıkları inceleyelim:

A) Yazının icadı: Yazının icadı, tarih öncesi dönemlerde gerçekleşmiş ve yazılı tarih kayıtlarının başlamasını sağlamıştır. Bu, Orta Çağ’ın başlangıcı olarak kabul edilen bir olay değildir.

B) Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılması: Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılması önemli bir tarihi olaydır ve MS 395 yılında gerçekleşmiştir. Ancak, Orta Çağ’ın başlangıcı genellikle Batı Roma İmparatorluğu’nun çöküşü ile ilişkilendirilir, doğrudan imparatorluğun ikiye ayrılması ile değil.

C) İstanbul’un Osmanlılar tarafından fethi: İstanbul’un Osmanlılar tarafından fethi 1453 yılında gerçekleşmiş ve genellikle Orta Çağ’ın sonu ve Yeni Çağ’ın başlangıcı olarak kabul edilen bir dönüm noktasıdır.

D) Fransız İhtilali: Fransız İhtilali 1789-1799 yılları arasında gerçekleşmiş ve modern Avrupa tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu olay, Orta Çağ’ın sonundan çok sonra gerçekleşmiştir ve Orta Çağ’ın başlangıcı ile ilgili değildir.

Orta Çağ’ın başlangıcı genellikle Batı Roma İmparatorluğu’nun çöküşü ile ilişkilendirilir. Batı Roma İmparatorluğu’nun son imparatoru Romulus Augustulus, 476 yılında Germen kavimlerinden biri olan Odoacer tarafından tahttan indirilmiştir. Bu olay, genel kabul görmüş bir şekilde Orta Çağ’ın başlangıcı olarak kabul edilir ve Batı Avrupa’da Roma’nın siyasi ve askeri gücünün sona ermesinin sembolüdür.

Bu bilgiler ışığında, Orta Çağ’ın başlangıcı olarak kabul edilen olay B) Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılması değil, daha ziyade Batı Roma İmparatorluğu’nun çöküşüdür. Ancak, doğrudan bu seçenekler arasında verilmediği için, en yakın bağlantılı olayın Roma İmparatorluğu ile ilgili olmasından dolayı bu bağlamda düşünülebilir. Bu durumda, şıklar arasında en uygun seçenek, Orta Çağ’ın başlangıcıyla ilgili doğrudan bir olay olmamakla birlikte, sorunun doğru anlaşılması için ek bir açıklama gerektirir.


Diğer YKS Konularına web sitemizden ulaşabilirsiniz. Sorularınız için lütfen yorum bölümüne çekinmeden yazın. Başarılar dilerim.

Ücretsiz Rehberlik Almak İster Misin

Soru-Cevap Bölümü Açıldı! Tüm sorulara cevap veriyoruz.

TIKLA ve Üye Ol

yorum Yap